Sen yazları kurak ve sıcaktın, dilim damağıma yapışıyordu sesini her duyduğumda 
Sarılsan çöle dönüyordu iklimim, hele sırtım avuçlarındaysa...

Bilindik yaralarım var, ama çok az şikayet etmişliğim vardır. Üç aşağı beş yukarı yaşıyorum hayatı. Üç aşağı çekiyorsa hayat, beş zıplama gerekiyor aynı seviyeye ulaşmam için. Hayıflanmak yersiz biliyorum, sonuçta hayatın adil olduğunu bize kim söyledi ki?
Sen kışları ılık ve yağışlıydın, üşütmezdin. İliklerime kadar seninle ıslansam şifa bulmam gereken bir hastalık getirmezdin. Senin ''çok yaşa' diyeceğin, benim de 'seninle' diye cevap verebileceğim konuşmalar geçmezdi aramızda. Sen yokken yaşamanın, ne kadar zor olduğunu hiç bilemedin.

İroniktik inan... Sen biraz Ege iklimiydin ve kaçıyordun benden. Gidişini izlemek zorunda kaldığım halde gülümsemekten alamıyordum kendimi, çünkü Ege iklimi her zaman Akdeniz ikliminin etkisindeydi. Senin kıyıların boyunca benim yağış rejimim görülürdü... Söyle gülüşüne öldüğüm, benden vazgeçtiğin yerde kaç mevsimi gözden çıkarman gerekti?

Sıcağı sevmezsin bilirim, yazları bile serin geçsin istersin. Öyle ki, kısa yaz gecelerinde yorgana sarınma derdindesin. Kaçışını, buraların ikilimini değiştirememene bağlayabilirim belki. Bazen bir yalana tutunma ihtiyacına düşebilirim, ne de olsa insanım senin gibi. Bilmezsin ki, efkâr olsan 'çök içime' derdim, 'çök, çekinme'. Seni o halinle bile içimde taşıyabilirim.

İki yüzün vardı senin... Birini çok sevdim, diğerini tanıma fırsatı bulamadım, çünkü o sırada gitmiştin. Oysa daha ne kadar olmuştu ki geleli, bu kadar çabuk gitme hevesindeydin? Açık ara farkla öndesin, kaplumbağa ile tavşanın yarışı bizimkisi. Oysa sen birazcık azaltsan hızını ve ben biraz dirayetlensem... Yani bir adım sen gelsen bir adım ben gelsem... Biraz senden, biraz benden... 'Biz' olmanın nesi hoş gelmedi kulağına?

Ben şimdi seni dilesem, ülke yağışlı havanın etkisi altına girer. Sonra herkes yağmur duasına çıktım zanneder. Kimseye anlatamam, gereksiz anarşi havası doğar, toplum huzurunu bozmaktan hapsedilirim. Zaten seni dileyebileceğim yıldız bile kalmamış gökyüzünde. Sen hiç öyle oldun mu? Yani tam dilek dileyecek iken gökyüzünü yıldızsız buldun mu? Bulma, umutsuz oluyor insan yok yere geceye düşman kesiliyor...

Sen yazları sıcak ve kurak, kışları ılık ve yağışlıydın, Akdeniz ikilimi etkisinde ki Egeydin. Ve biz ayrı düşmüştük. Dünyada ki tüm iklimsel değişkenliğin küresel ısınmaya yorulması ne iyi. Düşünsene gerçeği bilselerdi, nasıl linç edilirdik...

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Boyut Kapısı Ruhsal Enerji Rehberi