Küstüm sevgili; 
Yokluğunda buz kesilen duvarlara küstüm 
Kalbime mühürlediğim gözlerine küstüm 
Dillerine küstüm 
İçlerinden geçemediğim cümlelerine küstüm... 


Sürüklendiğim kıyılarda, 
Alabora ettiğin yüreğime küstüm... 

Küstüm sevgili; 
Sana uzanan kollarımı hiçe sayıp, 
Bensiz dallara tutunmana küstüm... 
Sonra, düşüp dizlerini kanattığında, 
Issız akan yaşlarına küstüm... 

Sinende huzur bulan bu ser'i, 
Soğuk yastıklara bırakıp gidişine küstüm... 

Küstüm sevgili; 
Vuslatı vuramayan saatlerde, 
Akreple yelkovanın oynaşına küstüm... 
Aldanıp nazarlarına yitik bir zamanın, 
Bir riyaya hala kanışına ve yanışına küstüm... 

Heyhat! 
Gelme artık istemem... 
Ne bir iz kaldı bende, senden. 
Ne de ben kaldım, yanıp kül olan o közden... 
Küstüm, küstüm, küstüm...

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Boyut Kapısı Ruhsal Enerji Rehberi