Metro da Ki ; O KIZ

Metro da Ki ; O KIZ 

Her sabah uykusundan bir türlü uyanamayan narin kadın, gizemli bir şekilde şehrin karmaşasına gömülüp gidiyordu. Güneşin ilk ışıklarında, yorgun adımlarıyla metroya atlıyor, şehrin bir ucundan diğerine kadar gidip geliyordu. Elindeki çiçek demetiyle, kalabalıklar arasında adeta bir rüzgar gibi esip geçiyordu.

Sabah sabah ekmek kokusu, metronun metalik gıcırtıları, içindeki hayalleri, istekleri ve bilinmezliklerle birleşmiş, karma bir melodi oluşturuyordu. Belki de hayattan çok şey istemiyordu; sadece huzur, mutluluk ve sağlık. Ancak bu masum dilekleri, zamanın içinde kaybolmuş gibiydi.

Gelen kazıklar, gitmiş iyi niyetini kullanmıştı. Ancak o, hala içinde umut taşıyor ve şarkılarla dolu fısıl fısıl bir dünya kuruyordu. Arkadaşlık ve dostluk, onun için anlam taşıyan kavramlardı. Ancak şehir, kimi zaman kalabalıkların ardına gizlenmiş yalnızlıklarla dolup taşıyordu.

Hayat, onun için bir serüvendi. Her köşede farklı bir hikaye, farklı bir melodi bekliyordu onu. Ve o, sabahın erken saatlerinde, metronun penceresinden şehrin değişen yüzleri arasında kaybolurken, içindeki rüyalara doğru yol alıyordu. Kim bilir, belki de o uykusuz günlerin ardında, rüyaların en güzel renkleri saklıydı.

Günler birbirini kovalarken, şehirdeki bu gizemli yolculuk devam ediyordu. Kadının adıyla ilgili kimse bir şey bilmiyordu. O, sadece her sabah metroya binen ve akşamları sessizce kaybolan bir figürdü. Ancak, gözleri ve yürüyüşüyle bıraktığı izlenim, herkesin belleğinde iz bırakmıştı.

Bir gün, metronun karanlık koridorlarından birinden çıkarak şehrin kalbine doğru adımladı. Bu sefer, yanında bir kitap vardı. Gideceği yer belli değildi; belki de sadece kaybolmak, kendi dünyasında dolaşmak istiyordu. Ancak, o gün şehir, onun için sürprizlerle dolu olacaktı.

Şehrin parkları, kafeleri, kitapçıları... Her köşede bir hikaye saklıydı. Narin kadın, geçmişin yaralarını sararken, geleceğe dair umutları filizlendiriyordu. Birçok insanın farkına varmadığı detayları görmesi, ona özel bir bakış açısı kazandırıyordu.

Gizemli kadın, belki de bu şehirdeki yalnızlığına bir son verecek, yeni dostluklar kuracak, kaybolmuş şarkıları yeniden keşfedecekti. Ancak, o hep bir adım önde, her sabah uykusundan bir türlü uyanamayan, narin bir kadın olarak şehrin karmaşasında kaybolup gidiyordu.

Hikaye : Soner Alıç 

Çok Yakında